10 Mart 2016 Perşembe

      Merhaba sevgili okurlar. Üniversite sınavından önceki son iki güne girdik. Son günlerde biraz mide ağrısı çekiyorum. Sanırım heyecan, stres ve korku fizyolojik olarak çok etkiliyor. Bunu ilk elden hissediyorum. Yine bu strese rağmen güzel şeylerde olmuyor değil. Örneğin bu gün hastanede ileride gerçek iyi bir hemşire olacağımı söyleyen bir teyze ile karşılaştım. O anda tüm sterdim birden uçup gidiverdi. J .




     Her neyse daha fazla uzatmadan bu gün ki yayınımıza başlayalım. Bu gün size mangasından uyarlanan animenin live action filmi Sukitte İi Na Yo’dan bahsedeceğim. Sukitte İi Na Yo “Seni Seviyorum De!” anlamına gelir. Filmi 2014’te “Say I Love You!” ismiyle yayınlanmıştır.




Sukitte İi Na Yo: Say I Love You!

Yönetmen: Asako Hyugo

Yapım yılı: 2014

Dil:  Japonca

IMDB puanı: 8.0

Ülke: Japonya

Tür: Romantik

Vizyon Tarihi: 12 Temmuz 2014



OYUNCULAR:          


























KONU

Tachibana Mei bir lise öğrencisidir. Çocukken geçirdiği travmatik bir olaydan sonra Mei arkadaş edinmeyi bırakmıştır. Bu yüzden Mei’nin hiç arkadaşı ve sevgilisi olmamıştır. Bir hata sonucu Mei okulun en popüler yakışıklı çocuğu olan Kurosawa Yamoto’yu yaralar. Bunun sebebi de Yamato’nun en yakın arkadaşının muzurluğudur.  J . –Bu kısım gerçekten komikti.- Bir şekilde Kurosawa-kun, Tachibana Mei’den hoşlanır. Çevresinde ki herkese Mei ile tek taraflı arkadaş olduklarını söyler. Mei tabi ki bu durumdan rahatsız olur ve arkadaşa ihtiyacı olmadığını söyler. Ancak Kurosawa-kun zorla telefon numarasını Mei’ye verir. Aradan birkaç gün geçtikten sonra Yamato’yu bilmediği bir numara arar. Arayan tabi ki Mei’den başkası değildir. Kendisini birinin takip ettiğini, annesine ulaşamadığını, o yüzden Yamato’yu aradığını söyler. Yamato,Mei’yi bulduğunda onu sapıktan kurtarmak için öper. Bu öpücükle birlikte aralarında bir aşk filizlenir…  


İşte çiftimizin ilk öpücüğü. Aslında pek romantik bir sahne değildi ama yinede bir şeylerin başlaması için yeterli olmuştur, değil mi? 


Eğer böyle bir durumda başkası olsaydı sanırım Yamato-kun tokadı yemiş olurdu. Ancak Mei o kadar şaşkın ki ne yapacağını bilememiş gibi görünüyor.  J






Sukitte İi Na Yo bende ilklerle doludur. Okuduğum ilk manga, izlediğim ilk Japon filmidir. Mangasını ilk okuduğum zamanı hatırlıyorum. Lisenin ilk yılı kaldığım kız yurdunda ki arkadaşım İrem ile birlikte okumuştuk. Benim için kesinlikle unutulmaz bir şeydir. Buradan sevgili arkadaşım İrem’e selamlar gönderiyorum. J


Bir şey var ki filmde ki oyuncularda baya iyi yakışmışlar birbirlerine. Zaten film boyunca da oldukça iyi bir çift olduklarını görebilirsiniz. Animesini de izlemeyi unutmayın. Gerçekten çok eğleneceğinizi garanti edebilirim





İşte animede ki karakterler. Soldan sağa; Aiko Muto, Mei Tachibana, Yamato Kurosawa, Asami Oikawa, Kenji Nakanishi.


Kısaca karakterlerden bahsedecek olursak;

Tachibana Mei: Karakterimiz karamsar, arkadaşları olmayan yalnız bir kızı. Bunun sebebi de ilkokuldayken yaşadığı arkadaş ihanetinden kaynaklanıyor. Bu yüzden o günden sonra hiç arkadaşı olmamış sessiz kendi halinde bir kız olmuştur. Ta bi bu durum Kurosawa-kun ile tanışınca değişecektir.


Yamato Kurosawa: Karakterimiz okulun playboy’yu.  Yardım etmeyi seven biri. Ama kız arkadaş edinmiyor. Çünkü bütün kızların aynı olduğunu düşünüyor. Ancak bu durum Tachibana Mei tanışınca değişecek. Arkadaşı Nakanishi’nin muzurlukları sayesinde tanıştığı Mei-san onu bu yargıdan kurtaracak.

Oikawa Asami: Yamato’nun yakın arkadaşlarından biri. Ancak büyük olan göğüsleri yüzünden kompleksi var. Çok tatlı, sevecen ve yardım sever. Mei-san’ın Yamato dışındaki ilk arkadaşı.

Nakanshi Kenji: Karakterimiz oldukça yaramaz. Kızlara karşı hep edepsiz bir tutum sergilemekte. Ancak özel hisleri Asami-chi’de yoğunlaşmış durumda. Mei ile Yamato’nun tanışmasını sağlayan kişidir.

Muto Aiko: Bu genç kızımız biraz edepsiz. Yamato’ya duyduğu karşılıksız duygular yüzünden Mei’ye ilk başta kaba davransa da sonrasında yakın arkadaşı olacaktır.


Takemura Kai: Bu karakterimiz ise olaya sonradan dahil oluyor. Okula yeni kayıt yaptıran bu arkadaş Yamato’nun eski arkadaşı. Mei olan duyguları olayları fazlasıyla karıştıracak.





Mei asabi bir tip olduğu için anime boyunca kendini çok utanç verici durumlara düşürüyor. :) 







EVET BİR YAYININ DAHA SONUNA GELDİK. ÜNİVERSİTE SINAVINA GİRECEKLERE ŞİDİDEN BAŞARILAR DİLERİM. :) İYİ GÜNLER...





























Devamını Oku »

3 Mart 2016 Perşembe

    Selaaam sevgili okurlar. Nasılsınız? Açıkçası ben baya gerginim. Üniversite sınavıma az kaldı. Ama yine de sizlerle olmaktan mutluyum. :D


    Bu arada yayınlara pek yorum gelmiyor. Lütfen yorum yapmaktan çekinmeyin. Beğendiğiniz, beğenmediğiniz, eksik bulduğunuz, yayınlanmasını istediğiniz, izlememi önerdiğiniz şeyler varsa bana bildirin.


     Evet, şimdi sıra geldi bugünkü yayınımızın konusuna. Bir düşünün kayan bir yıldızın parçası Dünya’ya düşse bir eve zarar verme olasılığı nedir? İşte şimdi bahsedeceğim dizinin konusu da tam olarak bu. İşte karşınızda mangasından uyarlanan animenin 2013’te yayınlanan live action dizisi İtazura Na Kiss!!!!!!!



      Birçok genç kız Kore’nin ünlü dizilerinden biri olan Playfull Kiss’i bilir. Sevgili yakışıklımız Kim Hyun Joong’un çok sevilen bir dizisidir. İşte İtazura Na Kiss’te Japonya’nın Playfull Kiss’i. Zaten isimden anlaşılabileceği gibi “Hınzır Öpücük” anlamına gelen bu diziler aynı animeden uyarlanmıştır. Yapım yılı olarak önde olana Playfull Kiss bana İtaKiss’i izleme fırsatı verdi. Buradan Kim Hyun Joong’a sevgiler!!



                                                        PLAYFULL KİSS POSTERİ
              
           
        Evet konuyu fazla dağıtmadan dizimize giriş yapalım. :) 



İTAZURA NA KİSS LOVE İN TOKYO (İtaKiss)

İngilizce adıyla Mischievous Kiss – Love in Tokyo.

Yapımcı: Moriya Takeshi

Yönetmen: Nagata Koto

Orijinal Manga: Kaoru Tada

Tür: Romantik-Komedi

Bölüm Sayısı: 16

Başlama Tarihi: 29 Mart 2013 







İTAZURA NA KİSS POSTERİ (solda: Furukawa Yuki sağda: Honoka Miki)



OYUNCULAR

HONOKA MİKİ: Aihara Kotoko

FURUKAWA YUKİ: İrie Naoki

YUKİ YAMADA: İkezawa Kinnosuke ( kin-chan)

NİSHİMURA TOMOMİ: Bayan İrie (Naoki’nin annesi)

İMOARAİZAKA KAKARİCHO: Bay İrie (Naoki’nin babası)

AİZAWA YUGA: İrie Yuki (Naoki’nin erkek kardeşi)


TANAKA YOJİ: Bay Aihara (Kotoko’nun babası)




DİZİNİN KONUSU



Aihara Kotoko ( Honoka Miki) babasıyla yaşayan oldukça tembel, beceriksiz ve çoğu kişinin söylediği üzere aptal bir kızdır. Toran Lisesi’ne başladığı ilk gün giriş töreninde yakışıklı dahi İrie Naoki’ye (Furukawa Yuki) gönlünü kaptırır. İlk başlarda duygularını söylemeye çekinse de hızla geçen lise yılları ona büyük bir cesaret verir. Cesur kızımız, Kotoko, İrie Naoki’ye bir mektup yazar. Ancak Japonya’nın bir numaralı öğrencisi olan İrie-kun bu itirafı “Aptal kızlardan hoşlanmadığını” söyleyerek reddeder. Bu durum üzerine hayal kırıklığı yaşayan Kotoko, kendini yeni evlerine taşınmalarıyla avutmaya çalışır. Ancak bu da uzun sürmeyecektir. Kayan bir yıldızdan kopan 3 santimlik bir göktaşı tamda onların yeni evine düşecektir. Artık evsizde kalan Aihara ailesini, Kotoko’nun babasının çok, çok yakın bir arkadaşı sahiplenecektir. Bu durumu bir şans dönmesi olarak gören Kotoko’yu, misafir oldukları evde, hayal dahi edemeyeceği büyük bir sürpriz beklemektedir…


Yan tarafta dizimizin çiftinin tatlı bir fotoğrafı var. Oldukça güzel bir çift seçilmiş dizi için. Özellikle Honoka, Miki Kotoko için mükemmel bir seçim olmuş. Animesini izlediğinizde göreceğiniz üzere Aihara Kotoko-san karakteri, çok enerjik ve Türklerin deyimiyle cimcime biri. Miki-san da tam böyle bir oyuncu bence. Onun oynadığı birkaç filmi izledim oldukça canlı ve tatlı bir kız. Belki bunun sebebi yaşının henüz 18 olmasıdır. Evet, yanlış duymadınız. Honoka Miki 1997 doğumlu. Yani benimle arasında bir yaş var. Senpai mi desem acaba? J


İrie Naoki karakterine gelecek olursan. Söyleyeceğim tek şey KAWAİİ!!! (可愛い!!!) Yaşı 29 ve boyu 1,80. Ve bence dizide ki İrie Naoki karakterine oldukça iyi uyum sağlamış. Dizi de Naoki oldukça zeki, ağırbaşlı ve Kotoko’ya karşı kaba. Yuki-kun da bu rolü öyle bir canlandırıyor ki sanırsınız gerçekten kaba biri J . Hatta yan tarafta gördüğünüz o gülüşü dizi boyunca çok az görüyoruz. Çok yazık. :( 

Yine de iki oyuncuda işlerinin hakkını vermişler. Çünkü diziyi nerede izlersem izleyeyim yapılan yorumlar oldukça güzel. Çoğu kişi dizinin 1996 yapımı halinden, Kore ve Tayvan versiyonundan daha çok beğenmiş. (Birazdan dizinin versiyonlarına da değineceğim. J )


Ah unutmadan dizinin devamı olarak 2014’te İtaKiss 2 yayınlandı. Zaten bu diziyi izlediğinizde ikinci sezonu da izlemek isteyeceğinizi düşünüyorum. Yukarıda da ikinci sezonun posteri görünüyor. 

Kısaca konusundan bahsedecek olursak. İrie-kun doktorluk eğitimi almaya başlar. Tabi Kotoko’da boş durur mu? O’da İrie-kun’a yardım etmek düşüncesiyle hemşire olmaya karar verir. Böylece macera tekrar başlamış olur. Anlatmadığım bazı önemli detaylar var tabi bu sadece bir kısmı. O detayları da izleyince keşfedebilirsiniz. :) 



          Şimdi de dizinin diğer versiyonlarından bahsedelim. Yukarıda da söylediğim gibi dizi mangasından uyarlanmıştır. Manga o kadar çok ilgi çekmiş ki farklı ülkelerde farklı versiyonları yayınlanmış.




          İlk olarak 1996 Japon yapımı pek rağbet görmeyen versiyondan başlayalım. Sadece 9 bölüm olan yapım şuan ki versiyonlarına çok vasat kalmış. Naoki’yi canlandıran Kashiwabara Takashi ne kadar yakışıklı görünmüş olsa da gözüme, dizi baya kötü. Ama izleyip de seven kişilerde yok değil. benim şahsi görüşüm kötü olduğu ama siz izlemeden karar vermeyin. 



        Bir diğer versiyonda 2005 Tayvan yapımı It Started With a Kiss ve devamı They Kiss Again. Oyuncuları birçok Tayvan dizisinde yer alan Ariel Lin ve Joe Cheng. İtaKiss’i izledikten sonra bu diziyi de izledim. Bazı yönleriyle mangaya sadık kalınmış olsa da Tayvanlılar dizilerinde biraz abartıyı seviyor. Çünkü dizinin sonu mangadakinden farklı bitse de bir yerde bağlamayı başarmışlar. Sonu bakımından bu dizide biraz hayal kırıklığı yaşasam da genel olarak düzel ve eğlenceliydi.

        Tabi bu dizide karakterlerimizin isimleri değişiyor. Kızımız Yuan Xiang Qin ve dahi oğlumuz Jiang Zhi Shu.  


                                                                 

    2005 yayınlanan Tayvan versiyonundan sonra 2008 yılında animesi Japonya’da yayınlanmıştır. 24 bölümden oluşan anmime tüm konuyu barındırır. Oldukça eğlenceli komik bir anime. Çizimleri biraz kötü geldi bana ama o konuda mangaya sadık kalınmış. Yine de izlenmesi gereken bir yapım.
Yukarıdaki resimde animenin posteri. İrie-kun, Kotoko ve Kotoko’nun yakın arkadaşları Jinko ve Satomi çizilmiş.




Sıra geldi herkes tarafından bilinen ve çok sevilen 2010 Kore yapımı Playfull Kiss’e. Çoğu kişi bu dizyi Boys of Flowers’tan tanıdığımız Kim Hyun Joong sayesinde izlemiştir. Büyük bir ihtimal veriyorum buna J .


Neyse, dizinin konusu İtaKiss ile aynı. Oh Ha Ni tembel ve beceriksiz bir kız ve okulun en yakışıklısı ve dâhisi Baek Seung-Jo’ya âşık oluyor. Mektup yazıyor reddediliyor ve evi yıkılıyor… Neredeyse tüm konu aynı. Dizinin devamında mangadaki tüm konu işlenmiş falan ama yetmeyince bir de Youtube’da 7 tane on dakikalık bölüm yayınlanmış. İzlediğim ilk versiyon olduğu için bende özel bir yere sahiptir bu dizi. Hem Kim Hyun Joong yüzünden hem de bu dizi sayesinde İtaKiss’i izleme fırsatım oldu. J




Daha sonra Japonya’da 2013’te İtaKiss yayınlandı.

Yanda İrie-kun, Kotoko, Jinko, Satomi ve tabi ki Kotoko’yu liseden beri seven İkezawa Kinnosuke (Kin-chan) (Yuki Yamada) görülüyor.










Veee en son versiyon. Bunu bilmeyenler çıkabilir. 2015 yılında yayınlanmaya başlayan ve şuan sezon arasında olan Tayland yapımı Kiss Me (รักล้นใจนายแกล้งจุ๊บ). Bence en güzel yapımlardan biri. Dizinin kendisi gibi oyuncuları da çok iyi. Pirath Nitipaisankul (Mike D. Angelo/ Mike Pirat) ve Sucharat Manaying (Aom Sushar) başrol de.


        Dizinin konusu yine diğerleriyle aynı. Tabi bazı faklılıklarda var. Kızımız Taliw hayat dolu bir kızdır. Okuluna yeni gelen IQ’su 200 olan yakışıklı Tenten’e âşık olur. Bu dizideki farklılık Tenten, Taliw’a bazen iyi, kibar ve ilgili davranırken bazen de yerin dibine sokmasıdır. Diğer dizilerde olduğu gibi bu dizide de Taliw’un evi yıkılır. Onları babasının yakın arkadaşı evlerine davet eder. Ancak yine kızımızı büyük bir sürpriz beklemektedir. 

     Yanda Taliw ve Tenten görünmekte. Bu ikiliyi Full House dizisini izlediyseniz oradan tanıyabilirsiniz. Dizi en az diğer versiyonları kadar güzel. Şuan ikici sezon için arada. yeni sezon bu yılın sonbaharında yayınlanacakmış. Yani baya beklememiz gerek. 



             İşte Aom Sushar ve Mike D. Angelo çifti. Çoğu kişi onları sevgili sansa da çok yakın arkadaş olduklarını söylemektedirler. Bu diziden önce birlikte Full House dizisinde oynamışlardır. O dizide oldukça güzel. Tamamını izleme fırsatım olmadı ama kliplerinden gördüğüm kadarıyla baya eğlenceli. Ayrıca ilgilenirseniz Mike D. Angelo şarkıcı. Hatta Aom Sushar ile oynadıkları diziler için jenerik müziğini düet yapıyorlar. Mesela Full House için Oh Baby, Kiss Me için Be My Baby şarkılarını seslendirmişlerdir. Birlikte turneye çıkıp farklı ülkelerde sahne almışlardır.

            Ayrıca Mike’ın eski sevgilisinden Maxwell adlı bir oğlu vardır. İnstagram’daki videolarını gördüm. Babasının kopyası resmen. Çoook şirin bir çocuk J







Evet konuyu fazla uzatmadan burada bırakıyorum. Umarım eğlenmişsinizdir. Bir daha ki yayınımız da görüşmek üzere. 

                                                      BYE BYE  
                                                   
                                                     さようなら
















Devamını Oku »

27 Şubat 2016 Cumartesi

HALLO

你好

HELLO

こんにちは

안녕하세요

สวัสดี

BONJOUR

MERHABA    


     
Selam arkadaşlar. Yukarıda bazı dillerde selam gönderdim. Nedense bu gün gerçekten çok mutluyum. Bu yüzden ilk yayında bahsettiğim animeyi gidip tekrar izledim. J  neyse bu gün hangi konu üzerinde yazsam diye çok düşündüm. Aklıma geçenlerde ilk basım olarak aldığım Watpatt’den çıkma bir gençlik kitabı geldi. Kitabın adı 4N 1K. Bu kitabı hiç duydunuz mu? Çıkar çıkmaz aldığım için baya pahalıya gelmişti kitap ama ödediğim paraya değmişti. J

Neyse kitabımızın içeriğine geçelim.

YAZAR: Büşra Yılmaz

YAYINEVİ: Epsilon Yayınları




İŞTE KİTABIMIZ!!!!



KONU
Kitabımızın konu alışılmış, en yakın arkadaşa aşık olma konusunu işlese de kullanılan üslup oldukça iyi. Daha çok sokak ağzı ve halk tarafından sıkça kullanılan bir dille yazılmış.  Okuması zevkli ve anlaşılması kolay bir kitap J

 “ Yaprak; küçükken, markette annesinden sürpriz yumurta istediği için bulgur reyonuna sıkıştırılıp çimdiklenenler, ilkokul önlüğünün altına eşofman giyip okula gidenler, yeşil silgisini diş izi yapanlar ve kırmızı kapaklı tüm dersler kitabının saman sayfalarını silerken yırtanlar kadar sıradan bir kız çocuğuyken; birlikte büyüdüğü dört çılgın erkek arkadaşı yüzünden akranlarından biraz farklı bir kız haline gelmiştir.

Dünyası, on iki yıllık dostları, gamzeli kahramanı Ali, tek ideolojisi 3P (pizza, pijama, pislik) üzerine kurulu bir çılgın, Oğuz, sevgilisini kendi vesikalık resminden bile kıskanan demirli, Gökhan ve notları toplamda bile 100'e ulaşamayan çorap fetişisti tatlı çapkın Sinan'dan ibarettir. Kalbi dördüyle tıka basa dolu, hayatı onlarla rengârenk olduğu için aşka ne inancı vardır ne de ihtiyacı...

Ama bir gün rutin (!) hayatı, doğum gününde gelen bir paket ile tümden değişir. Paketin içinde, gizemli bir âşıktan gelen, kızımızın asla giymeyeceği türden gösterişli bir elbise ve içinde de bir not vardır.”

Kitabın arka kapağında yazanlar bunlar. Çokta güzel açıklanmış. Düşündüm de sanırım bu kitabı sevmemin sebebi kitabın ana karakteri Yaprak ile benzer bir çocukluğa sahip olmuş olmam olabilir. Tabi ben öyle erkeklerle hep futbol oynamazdım ama çevremde yaşıtım hiç kız yoktu. Bir iki tane anca sayabilirim. Ama şikâyetçi olduğumu da söyleyemem J .

Her neyse. Kitapta lise öğrencisi gençlerin yaşadığı sorunlar içlerinde büyüttükleri aşklar komik ve biraz terbiyesiz bir dille anlatılıyor. Kitabın genelinde gülmemek elde değil. Ancak yer yer de göz yaşlarınız sel olacak. Daha çok genç kitleye hitap eden kitap hayatınızda bir dönüm noktası olacaktır. Okurken şaşkına döneceğiniz çok orijinal kelimeler var. Garanti ediyorum. Daha önce duymadığınız, duyma olasılığınızın olmadığı şeyler J












Bu fotoğraflarda yazarımız Büşra Yılmaz ve kitabın kapağında yer alan arkadaşlarla birlikte görünüyor. Sadece kitap kapağı içinde olsa oldukça iyi tipler. Bence bu arkadaşlarla birlikte 4N 1K'nın filmi çekilebilir. bence güzel olur. Sizce? 




Evet bugün konumuz baya kısa sürdü. kitap olunca anlatılacak pek bir şey olmuyor. Spoiler vermemek için. :) Eğer kitabı okuduysanız lütfen yorum yazın. kitapla ilgili düşünceleriniz, belkide Yaprak'ınkine benzeyen anılar ya da umutsuz aşklarınız, mutlu ilişkileriniz, hoşlandığınız kişiler... Burası sizin dünyanız sorunlarınız varsa, mutluysanız anlatın... İYİ GECELER!!! SAYANORA!







Devamını Oku »

25 Şubat 2016 Perşembe

Merhaba sevgili okurlarım. Bu ilk yayınım olduğu için biraz heyecanlıyım. Umarım bloğumu beğenir ve bana destek olursunuz. :) 

Öncelikle bu ilk yayın olduğu için bloğumun konusunu açıklayayım. Yukarıdaki açıklamada gördüğünüz üzere bu blogta dizi, film ve kitapları konuşacağız. Bunu seçmemin nedeni sıkı bir dizi izleyicisi, filmlere düşkün ve kitap kurdu olduğum gibi benim gibi insanların seveceği bir ortam oluşturmaktı. Ayrıca burada dizilerden, filmlerden ve kitaplardan bahsedeceğimiz için öneri isteyenlere yardımcı olmak için buradayım. Eğer film, dizi ve kitap öneriniz olursa yorum yapmaktan çekinmeyin. :) Ve unutmadan bu konular ışında animeler, mangalar, çizgi romanlar ve tabi ki müzik hakkında da konuşacağız. Burası sizin dünyanız! Hoşgeldiniz!!

Evet, girişi fazla uzatmadan ilk yayınımızın konusuna gelelim. ilk yazı olduğu için sizi sıkmak istemiyorum. Bu yüzden öncelikle eğlenceli bir manga uyarlaması animeyle başlıyorum. İyi eğlenceler...

LOVELY COMPLEX (ラブ★コン Rabu Kon)  


  • MANGA (olarak)


Yazar: Aya Nakahara
Yayın Tarihi: 2001-2006
Sayı: 17

  • ANİME (olarak)


Yönetmen: Konosuke Uda
Yayın Tarihi: 7 Nisan 2007- 29 Eylül 2007
Bölüm: 24

  • FİLM (olarak)


Yönetmen: Kitani İşikawa
Gösterim: 15 Temmuz 2006
Süre: 100 dakika


KONU

İşte en eğlenceli kısıma geldik. Sevgili Aya, bu kısımda çok başarılı bir iş çıkarmış. Normal aşk hikayelerine göre oldukça farklı olan konu, animeyi daha eğlenceli ve defalarca sıkılmadan izleyebileceğiniz bir hale getirmiş. 

Animenin konusuna dönersek, bir kız ve bir oğlanın karmaşık aşk hikayesini anlatır. Karmaşık diyorum çünkü her iki karakterde de boy kompleksi var. Öncelikle kızımızdan başlayalım anlatmaya.
Adı Koizumi Risa. Risa kızımız normal Japon kızlarının aksine 1,70 boyunda okulunun oldukça uzun öğrencisidir. Boyu yüzünden çok sıkıntı çekmektedir. sürekli gözler üzerinde olduğundan hataları hemen göze batar. ilk bölümü izlediğinizde göreceksiniz. :) Oğlumuz Otani Atsushi ise normal Japon erkeklerinden oldukça kısadır. Boyu 1,59 :( Filmlerde görüyorum Japon erkekleri baya baya uzunlar. Şaşırtıcı. Neyse konumuza dönelim. 
İki karakterimizin boy kompleksi olduğunu biliyoruz. Peki bu iki karakter bir araya gelirse dahası aynı sınıfta birbirine yakın sıralarda oturursa ne olur? Bu soruya öğretmenleri güzel bir cevap bulmuş. "All Hanshin Kyojin" !!!  peki bu ne demek? All Hanshin Kyojin Japonya'da biri kısa diğeri uzun komedi ikilisi. Saygıdeğer öğretmenleri onlara çok iyi bir lakap bulmuş :) Bu onları ne kadar rahatsız etse de ellerinden bir şey gelmez.  
Yaz okulu sırasında Otani ve Risa yine sürtüşme içerisindeyken başka bir sınıftan olan Suzuki olaya dahil olur. Suzuki oldukça uzun -Risa'dan bile- bir arkadaştır. Risa'nın ayran gönlü birden ona kayar. Zaten Otani'de Risa'nın utangaç arkadaşı Tanaka Chiharu'ya aşıktır. Otani ve Risa bu durumda birbirlerine yardım ederek sevdikleri insanların dikkatlerini çekmeye çalışırlar. bunu yaparken bir yandan da hiç bilmedikleri yönlerini keşfederler. Bu da Risa'nın Otani'ye karşı bir şeyler hissetmesine neden olur. bundan sonra ikisinin de hayatları daha karmaşık hale gelecektir. Gerisini anlatmayacağım. Spoilers!!!

Şimdi sıra geldi karakterlerimizi tanımaya! 


KARAKTERLER 

Risa Koizumi (小泉リサ Koizumi Risa)
Drama rolü: Ema Fujisawa, Seiyuu: Akemi Okamura
Atsushi Ōtani (大谷敦士 Ootani Atsushi)
Drama rolü: Teppei Koike, Seiyuu: Akira Nagata, Oyun/drama CD'si içi seiyuu: Takahiro Sakurai
Nobuko Ishihara (石原信子 İshihara Nobuko)
Drama rolü: Nami Tamaki, Seiyuu: Saori Higaşi
Heikichi Nakao (中尾平吉 Nakao Heikichi)
Drama rolü: Yusuke Yamazaki, Seiyuu: Yasuhiko Tokuyama, Oyun/drama CD'si içi seiyuu: Kenjiro Tsuda
Chiharu Tanaka (田中千春 Tanaka Chiharu)
Drama rolü: Risa Kudo, Seiyuu: Kazuko Kojima
Ryoji Suzuki (鈴木涼二 Suzuki Ryoji)
Drama rolü: Hiro Mizuşima, Seiyuu: Kenjiro Tsuda, Oyun/drama CD'si içi Seiyuu: Masaya Onosaka
Haruka Fukagawa (深川遥 Fukugawa Haruka)
Seiyuu: Masaya Onosaka, Oyun/drama CD'si içi seiyuu: Ryotaro Okiayu
Seishirō "Seiko" Kotobuki (寿聖子郎 Kotobuki Seishiro, 聖子 Seiko)
Seiyuu: Fujiko Takimoto
Mayu Kanzaki
Seiyuu: Yuki Matsuoka
Umibōzu
Drama rolü: Susumu Terajima
Kuniumi Maitake (舞竹国海 Maitake Kuniumi)
Drama rolü: Shosuke Tanihara, Seiyuu: Junichi Suwabe
Mimi Yoshioka
Seiyuu: Kae Araki
Risa'nın Senpai'si
Drama rolü: Shugo Oşinari
Danseden Yoshiko
Drama rolü: Eiji Wentz
Kohori Kazuki
Seiyuu: Hiroki Shimowada
Matsubara-san (松原さん Matsubara san)


Bu arada SEİYUU  Japonca'da anime seslendiricisi demekmiş. Bunu daha şimdi öğrendim. :)

Ayrıca meraklısına bu animenin bir de 2006 yapımı bir filmi var. Ben izledim. Animenin ilk mangasını okumuş sonra da filmini izlemiştim. Film biraz farklı bir kurguda ama animenin genel dokusu ve eğlencesi korunmuş. Sıkıcı değil. İzlemenizi tavsiye ederim. :) Karakter listesinde filmin oyuncuları da yazıyor. Özellikle Otani'yi canlandıran abimiz  Koike Teppei bir şarkıcı. Şarkıları biraz eski ama hoş olanları da var. Dinlemenizi öneririm. 

Son olarak da animemizin müziklerini verelim.

AÇILIŞ MÜZİKLERİ

"Kimi + Boku = Love?" (キミ+ボク=LOVE?)  Tegomass'tan 1- 13 bölümlerinde kullanıldı.
HEY! SAY!   Hey! Say! 7'den 14-24 bölümlerinde kullanıldı.

KAPANIŞ MÜZİKLERİ

"Kiss ~ Kaerimiçi no Love Song~" (キッス~帰り道のラブソング)  Tegomass'tan 1-13 bölümlerinde kullanıldı.
"BON BON" Hey! Say! 7'den 14-24 bölümlerinde kullanıldı.



İŞTE FİLMİN POSTERİ!!!


Bence Koike Teppei Otani rolü için biçilmiş kaftan olmuş. çok eğlenceliydi. :) Tabi Fujisawa Ema ablamız da -senpai mi demeliyim?- role çok uyum sağlamış. 



 Bu da mangadan bir kesit. Bu sahne animede yok :) Şöyle anlatayım. Risa kızımız bir sebepten ötürü tırmanma merdivenine çıkmış. o sırada animede göreceksiniz Otani'yi seven bir köpek bu sahnede Risa'nın inmesini zorlaştırır. sonra Otani gelir. Köpeği gönderir. Sonra Risa'nın atlamasını ister. Risa kısa boylu birinin onu nasıl yakalayabileceğini sorgularken Otani ısrar eder ve Risa atlar. birlikte yere düşerler. falan falan. bu sahneyi anlamak için animenin bir kısmını izlemiş olmanız gerekiyor. Spoiler vermek istemiyorum daha fazla konuşturmayın beni! :)

Evet, ilk yayınımız burada bitiyor. Eğlendiniz mi? Eğer sevdiyseniz bana destek olun. Arkadaşlarınıza ve çevrenize bahsetmeyi unutmayın. Siz Seviyorum!!! Bir daha ki yayında görüşmek üzere.  















Devamını Oku »
Merhaba sevgili okurlar.

Sizinle paylaşmak istediğim o kadar çok şey var ki? Elimden geldiğince eğlenceli yazmaya çalışıyorum. Umarım hoşunuza gidiyordur. Eğer bir görüşünüz, fikriniz, yayınlanmasını istediğiniz bir şey varsa yorumlarda yazın.

İlk yayında Lovely Complex isimli animeden bahsetmiştik. Düşündüm ki şimdi de bir diziden bahsedelim. Bu diziyi gerçekten çok seviyorum. Her zaman ki gibi yine İngilizlerin başının altından çıkmış en iyi uyarlama dizi Sherlock'tan bahsediyorum elbette.

Sir Arthur Conan Doyle'un efsanevi karakteri Sherlock Holmes, 1800'lü yıllardan kopup günümüze gelmiş. Şahane oyuncu kadrosu, kamera arkası ekibi ve başta Mark Gatiss ve Steven Moffat ile fevkaldenin fevkinde bir yapım olmuş. Bu diziyi aklıma düşüren sevgili arkadaşım İrem'e selamlarımı gönderiyorum.


Evet, artık dizimize dönebiliriz.  




Dizi tür olarak aksiyon, polisiye, komedi ve macera olarak sunuluyor. Dizide Sir Arthur'un efsanevi karakteri Sherlock Holmes günümüz İngiltere'sinde suçla olan savaşını sürdürüyor. Eğer kitapları okuduysanız hikayeleri Doktor John Watson'ın ağzından dinlersiniz. İşte bu düzen dizide de devam ediyor. olayları genel olarak John Watson'dan görüyoruz. Dizi bize Sherlock Holmes modern dünyada olsaydı nasıl olurdu? sorusunu yanıtlıyor. Yer yer eğlendirirken yer yer ağlayabiliyorsunuz. Her bölümde heyecan tavan seviyede oluyor. Kesinlik izlemenizi öneririm.

Dizinin arka plan ekibi ve oyuncu kadrosu da bir hayli muhteşem. Başta Mark Gatiss ve Steven Moffat olmak üzere birbirinden yetenekli insanlar bulunuyor. Oyuncular ise daha bir heyecan verici. Benedict Cumberbatch, Martin Freeman, Andrew Scott... Mark Gatiss bile saygıdeğer bir rolle -Sherlock Holmes'ün abisi Mycroft rolüyle- listede de yerini almış. Böyle bir kadro varken bu dizi izlenmez de ne yapılır?
Dizinin şuana kadar 3 sezonu ve bir Christmas özel bölümü yayınlandı. Her sezon üç bölümden oluşuyor. Ayrıca 2. sezonun son bölümüne özel olarak 5 dakikalık bir bölümü var. Bunlara ek olarak izlemek isteyene ilk bölümün bir de plot bölümü bulunmakta. 4. sezon 2017 yılında yayınlanacak.
Kısaca dizinin konusundan konuşalım.

KONU 

Dizi konu olarak kitaplarla uyumlu olmuş olsa da işin aslı biraz farklı. İlk bölüm ikilinin tanışmasıyla başlıyor. John Afganistan'daki savaştan yaralı olarak dönmüş bir doktor. Psikolojik sorunları var. Daha sonra bir arkadaşının aracılığıyla Sherlock Holmes denen bir adamla tanışıyor. Ani bir kararla daha birbirini tanımayan bu iki adam ev arkadaşı oluveriyorlar. :) Böylece maceraları başlamış oluyor.
Elbette dizide kitaptaki diğer karakterlerde yer alıyor. Bayan Hudson, Lestrade, Mycroft Holmes, Mary Watson, İrene Adler ve en önemlisi dahi suçlumuz James Moriarty. Bunlara ek olarak Molly Hooper, Çavuş Sally Donovan, Anderson gibi karakterlerde yer alıyor.

Şimdi de oyunculardan bahsedelim biraz.

 BENEDICT CUBERBATCH

Dizimizin Sherlock Holmes'ü. 19 Temmuz 1976'da Londra'da doğdu. Annesi ve babasıda oyuncudur. 12yaşından itibaren çeşitli Shakespeare oyunlarında oynamış. Harrow School'u bitirdikten sonra bir süre Hindistanda bir Budit tapınağında öğretmenlik yapmış. Bunu ilk defa burada öğreniyorum :) Daha sonra üniversite ve yüksek öğrenimini tamamlamıştır.
(bkz. wikipedia/benedictcumberbatch)
Bu dizi ile büyük bir hayran kitlesi olmuş. Bu yüzden rağbet gören bir oyuncu. Daha sonra Martin Freeman ile birlikte Hobbit serisinde yer almıştır. Burada Smug denen ejderhayı canlandırmıştır. daha sonra Star Trek: Into Darkness filminde Khan'ı oynamıştır. Son olarak da The Imatation Game filminde bilgisayarı ilk bulan Alan Turing'e hayat vermiştir.







Bir Smug çalışması :)



MARTIN FREEMAN 

İşte dizimizin Doktor John Watson'ı. Sempatik yüzü ve Sherlock ile olan çatışmaları, komik halleri ve göz yaşlarımıza sebep olan sahnelerin baş kahramanı. Sherlock'tan daha çok sevdiğim bir karakter desem yalan olmaz. kitaplarda da çok seviyorum John Watson'ı. ayrıca Martin Freeman için cup diye oturmuş bir karakter. :)
Martin Freeman 8 Eylül 1971'de doğdu. Katolik bir okulda eğitimini gördü. Londra'daki Central School of Speech and Drama'ya gitti. Aşk Her Yerde'deki John, BBC'nin Altın Küre Ödüllü dizisi The Office'deki Tim Canterbury, Douglas Adams'ın aynı isimdeki kitabından uyarlanan Otostopçu'nun Galaksi Rehberi filminde Arthur Dent, Sherlock dizisinde John Watson, ve Nativity!'deki Mr. Madden karakterleriyle tanınır. Peter Jackson'ın Hobbit filminde Bilbo Baggins olarak abşrol oynaıştır. Ayrıca yakında vizyona girecek Kaptan Amerika: Kahramanların Savaşı'nda rol alacaktır. :) 
Bana soracak olursanız Martin Freeman'ın en iyi filmi Hobbit'ti. Normalde Yüzüklerin Efendisi serisinin yanından bile geçmem ama Hobbit baya iyiydi. Hatta tüm seriyi bir günde izlemişliğim var. Çok iyi hatırlıyorum kardeşimle birlikte Hobbit 3'ü sinemada izlemeye gitmiştik. hiç izleyesim yoktu. Çünkü ilk filmlerini izlememiştim. Ama mecburen izlemeye başladım. Sıkılacağımı düşünürken Martin Freeman'ın oynadığını görünce heyecanım tavan yapmıştı. Zaten baya da iyi bir yapımdı. Eve gidince kalan iki filmi de izlemiştim :) Buda benden bir kesit olsun :)


Soldan sağa: Molly Hooper, Mary Watson, John Watson. Sherlock Holmes, Greg Lestrade, Bayan Hudson



                                                                  Sherlock posteri

Yukarıda bahsetmiştim. Sherlock 4. sezon 2017'de diye. Ancak sevgili BBC bizim için Ocak birde, bir Christmas özel bölümü yayınladı. Tek bölümlük oldukça etkileyici bir bölümdü. Öyle ki tam 3 sefer izledim aynı bölümü.


Bölümün adı Abominable Bride yani Korkunç Gelin. Bu bölüm diğer bölümlerden farklı olarak Sherlock Holmes'ün orjinal zamanında geçiyor.İlk olarak Holmes ve Watson tanışıyorlar. aradan biraz zaman geçiyor. sonra John evleniyor... Daha fazla anlatmayacağım. Her neyse.  Jeneriği oldukça güzeldi. çok beğendim. Ayrıca Benedict ve Martin'e o dönemlerin beyfendi halleri daha çok yakışmış diye bilirim. İzlemenizi şiddetle önereceğim bir bölüm.




                                                         Bunlarda bazı fotoğraflar...


Evet dizimiz burada bitiyor. Eee Sherlock Holmes'den, dizisinden bahsederiz de filmlerinden bahsetmez miyiz? İşte karşınızda Robert Downey Jr.'lı ve Jude Law'lı bir Sherlock Holmes serisi!!!!


Filmde zaman orjinal zaman. kitaplara neredeyse tamamen sadık kalınmış. Tabi ilk filmden pek emin olamıyorum. ama ikinci filmdeki Reichenbach Şelalesi olayı tamamdır. oldukça iyi bir yapım bence. Ama Sherlock'un bir İngiliz olduğunu düşünürsek Robert Downey Jr. tuhaf bir seçim gibi geldi. Hele ki Iron Man serisinden sonra baya tuhafsamıştım. Ama övmeden de edemem. Baya iyi bir ilerleyiş vardı filmde. Animasyonlar, aksiyonlu sahneler yer yer güldüren espiriler... Zaten Robert Doney gibi bir adam varken filmde o espriler olmasaydı izlenmezdi ki. Yani adamın Iron Man olarak ne kadar komik bir oyuncu olduğunu biliyoruz. bu yüzden bu güzel film için kendisine teşekkür ediyoruz.









  Yandaki oyuncuyu tanıdınız mı? Hayır mı?
Tamam kafasında ki şapka yerine gri bir büyücü şapkası hayal edin. Üzerinde ki takım yerine de gri bir cübbe. Şimdi tanıdınız mı?
Yandaki beyfendi yıllardır sevilerek izlenen Yüzüklerin Efendisi serisinin Gri Gandalf'ı Ian Mckellen. Şimdi oldu değil mi? Peki neden  bu yayında yer edindi? Çünkü kendisi 2015 yapımı Mr. Holmes adlı filmde yaşlı Sherlock Holmes'ü canladırıyor. Konu olarak dizi ve filmlerinden ayrı. Film de iyice yaşlanmış olan Holmes şehir dışındaki bir çiftliğe yerleşmesini ve ardından gelen olayları konu alıyor. Fragmanı izledim. Daha çok ciddi bir film gibi. vizyona girer girmez izleyeceğimden eminim. Sizede tavsiye ederim. :)








Evet bir yayının daha sonuna geldik. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Umarım eğlenmişsinizdir. Çevrenize bahsetmeyi unutmayın! Seviliyorsunuz!!!

















Devamını Oku »